Harcamalarınız size puan olarak geri dönsün!

Kazanç Oranınız:1,00 = 2Puanlar

-16%

Cogito 80 – Felsefede Hayvan Sorusu

Orijinal fiyat: ₺280,00.Şu andaki fiyat: ₺235,20.

Felsefede Hayvan Sorusu Cogito 80 Bahar 2015

Stok kodu: YKY9771300288080 Kategoriler:

Açıklama

Felsefede Hayvan Sorusu Cogito 80 Bahar 2015Marlen HaushoferII Avrupa’da yaşanan Aydınlanma sırasında, medeniyetler tasvir edilip birbiriyle kıyaslanmıyordu henüz; o sırada medeniyet, barbarlığa tezat teşkil eden ve sömürgeleştirilmiş dünyadaki yerli halkları tasvir etmek için (herkesin malumu olduğu üzere çok şiddetli sonuçları olacak şekilde) kullanılan birleştirici bir terimden ibaretti. Fakat on dokuzuncu yüzyıl Alman tarihsel düşüncesinde, birbirinden farklı, ayrı medeniyetler tasavvuru bir araştırma projesi olarak verim kazanmaya başladı. Hegel’in çalışmaları bu gelenek açısından belirleyici önemdeydi. Sırf siyasal olaylara (savaşlar, hükümdarlar, imparatorluklar) odaklanma anlayışından kopan Hegel tarihyazımının seyrini değiştirdi. Dünya tininin (Weltgeist) birbirini izleyen –Şarklıdan Yunana, Romalı’dan Almana ve moderne– tezahürlerini betimleyen Hegel’in tarih felsefesinde kolektif hayat, çeşitli nesnel biçimlerde ifade bulduğu halleriyle anlaşılıyordu: dil, görenekler, hukuk, sanat ve merkezi önemdeki din. İşte tam da bunlar tarihsel araştırmanın alt bölümleri haline geldi – bu alt bölümler sayesinde, insan tininin ayrıksı tezahürleri olarak medeniyetlerin metinleri ve maddi izleri zaman içinde birbiri ardına ortaya kondu.Yirminci yüzyılda, Arnold Toynbee’nin tartışmalara yol açan bir topoloji çıkarıp geçmişte ve günümüzde yirmi küsur medeniyetin var olduğunu tespit etmesiyle birlikte medeniyetlerin tarihsel olarak incelenmesi merkezi bir ilgi alanı haline geldi. Fakat modernite dünyanın dört bir yanına yayılmış haliyle, bir tür evrensel medeniyet olarak, farklılıkları kuşatma tehdidinde bulunduğunda bile, medeniyete dayalı ayırt edici özellikler tarihsel sorgulama birimleri olarak geçerliliklerini sürdürdü. Geçmişteki büyük medeniyetlerin tasviri, Batı’nın da zamana karşı savunmasız olduğunu ima ediyordu elbette. Bununla birlikte, Oswald Spengler ve diğer Batılı akademisyenlerin Batı’nın düşüşünü gerçek bir ihtimal olarak hesaba katmaları için yirminci yüzyılı beklemek gerekti. Bu ayrımlar sömürgeci güçlerin çıkarlarına hizmet eden Şarkiyatçı ve Avrupa-merkezci öncüllere rağmen, kolektif hayatın sayısız metinsel ve maddi izini ebedi unutuşun elinden kurtaran gelişkin akademik aygıtlara sahip, zengin ampirik araştırmaların yapılmasına yol açtı.Medeniyetlerin kıyaslamalı incelemesi Avrupa modernitesinin bir söylemi olarak ortaya çıkmışsa da, böyle bir incelemenin doğduğu yerle sınırlı kalmadığını da belirtmek gerekir. Şu an Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı olan karşılaştırmalı siyaset teorisyeni Ahmet Davutoğlu bu terimi 1990’larda özgül bir siyasi durum içindeyken yazdığı yazılarda kullanmıştı. Türkiye’deki seküler-ulusalcı askeri yönetimin geleneksel yaşam tarzlarını yasadışı kıldığı ve üniversitedeki kadınların yasayı hiçe sayarak başörtüsü taktığı bir zamanda, Davutoğlu’nun İslami yaşam-dünyasını olumlaması, ekonomik açıdan başarılı olsa da, siyasi açıdan baskıcı olan Kemalist devletin zorla gerçekleştirdiği modernleşmeye karşı Türkiye’nin dindar kesimlerini içermeye yönelik demokratik bir edimdi. Bu baskı Mustafa Kemal’in devletçiliğinin mirasıydı. “Medeni dünyanın nazarında ancak bir alay konusu olacağından” Hilafet’i ilga eden Kemal ulus-devletin Türk siyasi aidiyetinin yegâne “bilimsel siyasi biçimi”, biricik modeli olacağını öne sürmüş ve “İslam’ı defalarca, ‘hurafeciliğin simgesi’, ‘hayatlarımızı zehirleyen arıtılmış bir ceset’ ve ‘medeniyetin ve bilimin düşmanı’ olarak tasvir etmişti.”Böyle bir bağlamda, Davutoğlu’nun sahici bir İslam medeniyetinin değerlerini olumlaması baskıcı askeri rejime karşı bir direnme edimiydi. Retoriğine baktığımızda, “stratejik özcülük” diye tabir edilen yaklaşıma, yani kimi grupların, kendi içlerinde farklar olsa da belirli siyasi hedeflere ulaşmak için kendilerine bir öz atfetmesi yaklaşımına ilerici bir tavırla başvurulduğunu görüyor gibiyiz. Ne var ki, tanımsal özcülüğün stratejik kullanımı bile en temel diyalektik safsata karşısında savunmasızdır. Özselleştirici kimlikler / özdeşlikler siyasi açıdan başarılı olduğu ölçüde, iddiaları ya da talepleri, içinde dile getirildikleri bağlamı aşarak yaşamaya devam eder. Türk hükümetinin kendisi İslamileştiği andan itibaren, sahici İslam medeniyeti tasavvurları da, Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun geçmişteki ya da günümüzdeki olası niyetlerinden bağımsız olarak, Osmanlı’nın hüküm sürdüğü o muhteşem çağa geri dönmeye yönelik nostaljik arzular uyandırmaya başladı.Devamı Cogito bu sayıdaBu durumda canlıyla cansız arasındaki sınır bir ölçüde çizilebilse de hayvanın canlılar alemindeki yeri, hayvanla diğer canlıları birbirinden ayıran sınır hep belirsiz kalıyordu. Canlıyla cansız arasında bir doğa farkı olduğu gösterilebilse bile hayvanla insan arasında bir derece farkı olduğu fikri tam aşılamıyor, hayvanların yeri cansız cisimlerle tam anlamıyla ruh sahibi olan insan arasında belirsiz kalıyordu.

Ek bilgi

ISBN

9771300288080

Yayınevi

Bibliyotek: Kitap Tutkunlarının Güvenilir Adresi

Bibliyotek, edebiyat dünyasının zengin ve çeşitli yelpazesini, seçkin yayınevleriyle işbirliği içinde siz değerli okurlarımıza sunmaktan gurur duyar. Kitap severlerin beklentilerini en üst düzeyde karşılamak adına sürekli gelişen ve yenilenen bir hizmet anlayışıyla hareket ediyoruz.

Stok Bilgisi ve Ürün Tedarik Süreci

Web sitemizdeki ürünlerimiz, birçok satış kanalıyla doğrudan entegre bir sistem üzerinden yönetilmektedir. Bu nedenle, sitemizde belirli bir stok bilgisi görüntülenmemektedir. Eğer aradığınız ürün tedarikçi firmamızda mevcut veya stoklarımızda bulunuyorsa, sitemiz üzerinden satın alabilirsiniz. Firmaların yanlış stok bilgilendirmesinden dolayı iptal edilen siparişleriniz için tarafınıza bilgilendirme yapılarak ücret iadeniz gerçekleştirilecektir.

Ön Satıştaki Ürünler Hakkında

Ön satışta olan ürünlerimizin detayları ve çıkış tarihleri, web sitemizde ürün sayfalarında belirtilmektedir. Eğer siparişinize bir ön satış ürünü eklemişseniz, tüm siparişiniz, bu ürünün çıkış tarihinden sonra gönderilecektir. Parçalı gönderim yapmadığımız için, siparişlerinizin tamamını bir arada teslim ediyoruz.

Tedarik Süreci ve Süreleri

Bibliyotek olarak, binlerce kitaptan oluşan geniş bir envantere sahibiz. Ancak, bazı özel veya daha az talep gören kitaplar, doğrudan yayınevleri veya tedarikçi firmalardan temin edilmektedir. Tedarik süreci, kitabın yayınevi veya tedarikçiye göre değişkenlik gösterebilir ve genellikle 3 ila 10 iş günü arasında sürmektedir. Siparişinizde tedarik aşamasında olan bir ürün varsa, bu ürünün tedarik süreci tamamlandığında tüm siparişiniz kargoya verilecektir.

Kargo Süreci

Tedarik süreci tamamlanan ürünler, 2 iş günü içinde kargoya teslim edilmektedir. Hızlı ve güvenilir kargo hizmetimizle, kitaplarınız en kısa sürede kapınıza ulaşacaktır.

Bibliyotek, kitap tutkunları için kesintisiz ve kaliteli bir okuma deneyimi sunmayı hedefliyor. Sizlerle edebiyatın büyülü dünyasında buluşmak için sabırsızlanıyoruz.

Ürün bilgilendirme sayfasındaki hataları aşağıdaki form aracılığıyla bildirebilirsiniz.