Harcamalarınız size puan olarak geri dönsün!

Kazanç Oranınız:1,00 = 2Puanlar

-16%

Henüz Vakit Varken Gülüm – Seçme Şiirler 53.Baskı

Orijinal fiyat: ₺80,00.Şu andaki fiyat: ₺67,20.

Henüz vakit varken, gülüm, Paris yanıp yıkılmadan, henüz vakit varken, gülüm, yüreğim dalındayken henüz, ben bir gece, şu Mayıs gecelerinden biri Volter Rıhtımı’nda dayayıp seni duvara öpmeliyim ağzından sonra dönüp yüzümüzü Notrdam’a çiçeğini seyretmeliyiz onun, birden bana sarılmalısın, gülüm, korkudan, hayretten, sevinçten ve de sessiz sessiz ağlamalısın, yıldızlar da çiselemeli incecikten bir yağmurla karışarak.

Stok kodu: YKY9789750814068 Kategoriler:

Açıklama

Henüz vakit varken, gülüm, Paris yanıp yıkılmadan, henüz vakit varken, gülüm, yüreğim dalındayken henüz, ben bir gece, şu Mayıs gecelerinden biri Volter Rıhtımı’nda dayayıp seni duvara öpmeliyim ağzından sonra dönüp yüzümüzü Notrdam’a çiçeğini seyretmeliyiz onun, birden bana sarılmalısın, gülüm, korkudan, hayretten, sevinçten ve de sessiz sessiz ağlamalısın, yıldızlar da çiselemeli incecikten bir yağmurla karışarak.İstanbul’un işgali ortamında, işgal kuvvetlerinin halka yaptıkları zulüm ve baskıyı, birkaç canlı olayla iyice hisseden şair bunu şiirlerinde açıkça yansıtır. Bu duyguların bir yapıya geçmesinde Anadolu’yu yakından görmesi, Anadolu insanının çilesini, sefaletini gözlemlemesi büyük önem taşır. Bu gerçekçi tablo Nâzım’ın sanatını da etkileyecektir. Ekber Babayef, şairin Anadolu’yu gördükten, o güne kadar fark edemediği gerçeklerle karşılaştıktan sonra, yeni ve başka bir şiire gitmesi gerektiği yolundaki düşüncelerini kendi sözlerinden şöyle aktarır: “Anadolu’ya geçtim. Millet sıska, Nuh’tan kalma silahı, açlığı ve bitiyle savaşıyordu Yunan ordularına karşı. Milleti ve savaşını keşfettim. Şaştım, korktum, sevdim ve bütün bunları yazmak gerektiğini sezdim. Şiirle yeni şeylerin, şimdiye kadar söylenmemiş şeylerin ifade edilmesi gerektiğini sezdim. Bu işte önce beni yeni öze göre yeni bir şekil bulmak meselesi ilgilendirdi. İşe kafiyeden başladım. Kafiyeleri mısraların sonunda değil de bir sonda bir başta denedim.”Yeni bir şiir kurmak isteyen şair, Rus şiirine fütürizmi getiren Mayakovski’yi örnek alarak kurmak istediği şiirin altyapısını oluşturur. Nâzım Hikmet’in şiirinde köklü değişiklikler yaptığı ve ileride devam ederek değiştireceği, gitgide bir poetikaya dönüştüreceği asıl dönem olan 1929-32 yıllarında –yani 835 Satır, Jokond ile Si-Ya-U, Varan 3, 1+1=1, Sesini Kaybeden Şehir, Benerci Kendini Niçin Öldürdü, Gece Gelen Telgraf isimli şiir kitaplarının basıldığı dönem– yayımladığı şiirleri biçim ve içerik özellikleriyle geleneksel şiir anlayışını kökünden yıkan örneklerdi. Bu vezinsiz, serbest şiirlerde dizeler, hatta sözcükler kırılarak merdiven basamakları biçiminde sıralanıyor, keskin uyaklar, iç uyaklar kullanılıyor, yeni konu ve sözcüklerle içerik zenginleştiriliyordu. Büyük ölçüde sözcüğün gerçek anlamında “orkestrasyon”una dayanan bu ürünlerin ortaya konulması o zamana değin süregelen yazım ve yazın tekniklerinin bir bireşimiydi. Bu düşünce ve uygulamaların özgünlüğü ve yeniliği konusunda yapılan eleştirilere rağmen, bazı önemli kalemler de (Ahmet Haşim ve Yakup Kadri gibi) övgü dolu sözler etmişlerdir.1936’da yayımladığı Simavne Kadısı Oğlu Şeyh Bedreddin Destanı Nâzım Hikmet’in şiirinde bir dönemeç oluşturur. 1938’e kadar yazdıkları arasında bir başyapıt olarak nitelenen bu yapıttan kendisi daha sonra şöyle söz edecektir: “Bir sıra poemin sonuncusu Bedreddin Destanı’dır. Burada şekil bakımından, halk vezni unsurları, divan edebiyatı unsurları bence azami haddinde kullanılmıştır. Diğer taraftan bu kitap, şekil bakımından, o zamana kadar elde edebildiğim bütün şekil imkânlarının bir muhasebesiydi. Bu kitapta, biraz aceleye gelen ve ancak yarısı yazılabilen bu kitapçıkta, şekil bakımından bütün merhalelerimi, bazen bir parçada, bazen ayrı ayrı parçalarda kullanmak istedim. Bu kitaptan sonra, şekil meseleleri, hele hapise girdikten sonra, kafamda bir kat daha berraklaştı.”Nâzım Hikmet 1938’de başlayan cezaevi yıllarında yeni yeni denemeler yapıyor, şiirine değişik sesler, tonlar, söyleyiş özellikleri katmak istiyordu. 1939-40’ta yazdığı “Ceviz Ağacı ile Topal Yunus’un Hikâyesi”, “Şaban Oğlu Selim ile Kitabı” gibi şiirleriyle eşi Piraye’ye mektup tarzında yazdığı şiirlerinde, şiirle öykü anlatmanın değişik yollarını araştırıyordu.1941’de yazmaya başladığı İnsan Manzaraları ya da Memleketimden İnsan Manzaraları’nda II. Meşrutiyet’ten bu yana Türkiye’nin toplumsal tarihini yansıtmayı amaçlıyordu. Kendi başına ne şiir, ne öykü, ne roman, ne senaryo, ne oyun, ne tarih olan, ama bütün bu türlerden öğeler içeren bu kitap onun başyapıtı oldu.Sovyetler Birliği yıllarında yazdığı şiirlerinde üslubunun daha yumuşadığı görülen şair, yurt özlemini, barışa, gelecek güzel günlere olan inancını, aşkı, umudu, umutsuzluğu, ölümü, “insana özgü olan her şeyi” konu alır. 1961’den başlayarak şiirinde yeni bir aşama sayılan “Saman Sarısı”, “Havana Röportajı” gibi uzun şiirlerinde düzyazı ve özgür çağrışımlardan yararlanırken, şiirini gerçeküstü kavrayışın imkânlarına açar.Bu kitap, hem Türk şiirinde büyük bir çığır açmış hem modern dünya şiirinde Türkçeye yer açmış bu büyük şairle tanışmak için güzel bir buluşma yeri olması umuduyla hazırlandı.

Ek bilgi

ISBN

9789750814068

Yayınevi

Yazar

Sayfa Sayısı

112

Ölçü

13.5 x 19.5 cm

Tekrar Baskı

53. Baskı / 09.2023

Bibliyotek: Kitap Tutkunlarının Güvenilir Adresi

Bibliyotek, edebiyat dünyasının zengin ve çeşitli yelpazesini, seçkin yayınevleriyle işbirliği içinde siz değerli okurlarımıza sunmaktan gurur duyar. Kitap severlerin beklentilerini en üst düzeyde karşılamak adına sürekli gelişen ve yenilenen bir hizmet anlayışıyla hareket ediyoruz.

Stok Bilgisi ve Ürün Tedarik Süreci

Web sitemizdeki ürünlerimiz, birçok satış kanalıyla doğrudan entegre bir sistem üzerinden yönetilmektedir. Bu nedenle, sitemizde belirli bir stok bilgisi görüntülenmemektedir. Eğer aradığınız ürün tedarikçi firmamızda mevcut veya stoklarımızda bulunuyorsa, sitemiz üzerinden satın alabilirsiniz. Firmaların yanlış stok bilgilendirmesinden dolayı iptal edilen siparişleriniz için tarafınıza bilgilendirme yapılarak ücret iadeniz gerçekleştirilecektir.

Ön Satıştaki Ürünler Hakkında

Ön satışta olan ürünlerimizin detayları ve çıkış tarihleri, web sitemizde ürün sayfalarında belirtilmektedir. Eğer siparişinize bir ön satış ürünü eklemişseniz, tüm siparişiniz, bu ürünün çıkış tarihinden sonra gönderilecektir. Parçalı gönderim yapmadığımız için, siparişlerinizin tamamını bir arada teslim ediyoruz.

Tedarik Süreci ve Süreleri

Bibliyotek olarak, binlerce kitaptan oluşan geniş bir envantere sahibiz. Ancak, bazı özel veya daha az talep gören kitaplar, doğrudan yayınevleri veya tedarikçi firmalardan temin edilmektedir. Tedarik süreci, kitabın yayınevi veya tedarikçiye göre değişkenlik gösterebilir ve genellikle 3 ila 10 iş günü arasında sürmektedir. Siparişinizde tedarik aşamasında olan bir ürün varsa, bu ürünün tedarik süreci tamamlandığında tüm siparişiniz kargoya verilecektir.

Kargo Süreci

Tedarik süreci tamamlanan ürünler, 2 iş günü içinde kargoya teslim edilmektedir. Hızlı ve güvenilir kargo hizmetimizle, kitaplarınız en kısa sürede kapınıza ulaşacaktır.

Bibliyotek, kitap tutkunları için kesintisiz ve kaliteli bir okuma deneyimi sunmayı hedefliyor. Sizlerle edebiyatın büyülü dünyasında buluşmak için sabırsızlanıyoruz.

Ürün bilgilendirme sayfasındaki hataları aşağıdaki form aracılığıyla bildirebilirsiniz.