Harcamalarınız size puan olarak geri dönsün!

Kazanç Oranınız:1,00 = 2Puanlar

-16%

Kireç Ocağı 5.Baskı

Orijinal fiyat: ₺140,00.Şu andaki fiyat: ₺117,60.

Konrad, beş yıl boyunca kendini ve tekerlekli sandalyeye mahkûm eşini hapsettiği, metruk kireç ocağında tuhaf işitme deneyleri yürütürken “İşitme” başlıklı sanatsal-bilimsel-yazınsal başyapıtını yazmaya hazırlanır. Sonunda, kaç kurşunla olduğu bilinmemekle birlikte, karısını öldürür. Gün geçtikçe karanlığa gömülen bir ses labirentini andıran, dış dünyadan yalıtılmış kireç ocağının öyküsü bu “bilinmez son”la başlar.

Stok kodu: YKY9789750834059 Kategoriler:

Açıklama

Konrad, beş yıl boyunca kendini ve tekerlekli sandalyeye mahkûm eşini hapsettiği, metruk kireç ocağında tuhaf işitme deneyleri yürütürken “İşitme” başlıklı sanatsal-bilimsel-yazınsal başyapıtını yazmaya hazırlanır. Sonunda, kaç kurşunla olduğu bilinmemekle birlikte, karısını öldürür. Gün geçtikçe karanlığa gömülen bir ses labirentini andıran, dış dünyadan yalıtılmış kireç ocağının öyküsü bu “bilinmez son”la başlar.Bernhard, en vurucu romanı “Kireç Ocağı”nda, kusursuz başyapıt tasarısıyla yaşama eylemi arasındaki çatlağı; saplantı, öfke, delilik eşiklerinde gidip gelen insanın karanlık, sakatlanmış, tekinsiz karakterini açığa çıkaran “vuruş”larla araştırmaya girişiyor.Bernhard belki de en can alıcı işitme deneyini okurla yaparken en dehşet verici cümle yine okurun kulağında çınlıyor: “İnsan insanlarla sadece kirlenir.”Benim rol modelim Thomas Bernhard; bir yazar olarak onu çok özlüyorum. Yöntemini, anlatının bir, iki köşeyi döndüğü, periskopik yazı diye tanımlayabilirim – zamanımızın epik yazını adına çok önemli bir buluş. – W. G. SebaldSoğukluk olmadan netlik olur mu? Thomas Bernhard’ın Kireç Ocağı bu soruyu cevaplamıyor. Ancak bu soru, Kireç Ocağı olmadan cevaplanamaz. – Ernst-Wilhelm Händler, Frankfurter Allgemeine Zeitung… ancak on beşinci suç için görülen dava, Bayan Konrad’ın kocası tarafından vurulması olayına ilişkin, zaman içinde tuhaf bir biçimde daha da koyulaşan karanlığa, Wieser’in söylediği gibi sadece hukuki anlamda da olsa, ışık tutacaktır…… tabiri caizse kanlı cinayetin ardından Konrad’ın teslim olduğu yolundaki, daha ocak ayında yayılan tahmine karşın bugün artık onun teslim olmadığı biliniyor; daha dün yeni hayat sigortalarından üçünü yapmayı başardığım Laska’daki söylentiye göre jandarmalar onu iki günlük aramanın ardından nihayet kireç ocağının arkasındaki içi kurumuş ve donmuş gübre çukurunda bulmuşlar. İddialar şöyle: Evin hizmetlisi olduğu söylenen Höller onları kireç ocağındaki endişe verici sessizlikten haberdar ettikten sonra jandarmalar zor kullanarak ocağa girmiş ve tekerlekli sandalyesindeki maktulü görmüşler ama Bayan Konrad’ın katili olduğunu kolayca hemen anladıkları kocasından iz yokmuş. Yukarıdan aşağıya bütün kireç ocağını defalarca didik didik aramış, sonunda Höller’in oturduğu müştemilatta ve en sonunda çevredeki diğer binalarla kireç ocağının bitişiğindeki ormanlık alanda da arama yapmışlar ama nafile. Ancak ikinci gün jandarma yardımcısı Moritz gübre çukurunun üstünü örten çürük tahtaları kaldırmış ve altında yarı donmuş Konrad’ı bulmuş; tahmin edileceği üzere tam bir bitkinlik halinde olan Konrad kolaylıkla teslim alınıp kireç ocağına, dosdoğru cinayetin işlendiği ve o arada ölü Bayan Konrad’ın yerine tavanarasından indirilen eski bir ot minderin konulduğu odaya götürülmüş. Söylentiye bakılırsa, cinayeti nasıl işlediğine dair bilgi vermeden önce Konrad’a temiz kıyafet giymesi için izin verilmiş ama soyunup giyinirken jandarmalar acele etmesi için sıkıştırmışlar, çünkü onu bir an evvel Wels’e götürmek istiyorlarmış. İddialara göre ancak Konrad cinayet odasındaki bir sürü dolu likör şişesini gösterip onları bu içkileri bitirmeye teşvik ettiğinde birden hiç aceleleri kalmamış. Artık, yani Konrad’la bu kadar uğraştıktan sonra bu likörler onların hakkıymış ve denilen o ki jandarmalar dört, beş, hatta altı şişe likörü tutuklu nakil aracında içip bitirmişler ama içkileri gerçekten de Wels Bölge Cezaevi’ne gidene kadar bitirebilmek için Sicking’den hemen sonra Krems üzerinden geçen, altmış ya da yetmiş kilometre daha uzun bir yol seçmiş, Sicking’den Wels’e iki buçuk saatte gelmişler, yani normalde yarım saatte kat edebilecekleri mesafeyi iki buçuk saatte kat etmişler ve Wels’e vardıklarında, kelepçe yüzünden kendi kendine tutuklu nakil aracında herhangi bir yere tutunamayan Konrad, muhtemelen jandarmalardan biri onu sertçe ittiği için araçtan kafa üstü düşmüş, ayağında sadece gri keçe çorapları varmış, çünkü söylenene bakılırsa vakit olmadığı için ona ayakkabılarını giyme fırsatı vermemişler, gübre çukurundan çıkarılırken ayağında olan ayakkabıların içi o kadar gübre doluymuş ki, bunları çıkarmış ama tekrar giyememiş; başka bir ayakkabı giymeyi, yani gidip odasından almayı da acele ve Wieser’e göre jandarmanın insaniyetsizliği yüzünden başaramamış; Fro’nun söylediğine göre aslında o soğukta Konrad’ın başını örtmeden götürülmesine kesinlikle izin verilmemeliymiş, Konrad en ufak bir üşütmenin feci sonuçlar doğurabileceği, sırasında kafanın arka kısmının kısa bir süre cereyanda kalmasının ölüme neden olabileceği bir yaştaymış ama öte yandan, olayın kahramanının korkunçluğu nedeniyle ve özellikle de Konrad’ın o soğukta, bilhassa o keskin gece soğuğunda gübre çukurunda iki gün geçirdiği ve görünüşe bakılırsa bundan büyük bir zarar görmediği gerçeği göz önüne alındığında, şimdi, üzerinde yine kuru ve nispeten sıcak tutan bir kıyafet varken, ayağında ayakkabı değil de sadece keçe çorap olmasını mahzurlu bulmak gerçekten de gülünçmüş; Konrad önce jandarmalardan ona odasından, ayak bileklerine kadar gelen deri pantolonunu getirmelerini istemiş, onu giymek niyetindeymiş, çünkü deri pantolon kendisini soğuktan en iyi şekilde korurmuş ama aşağıda, Konrad’ın odasında olan jandarma yardımcısı Moritz onun bu isteğine uymamış ve deri pantolon yerine alelade, koyu gri bir çuha pantolonla gelmiş, çuha pantolon ve çuha ceketle, elindeki giysileri, yani iç çamaşırı, gömlek, keçe çoraplar, bir de mendili Konrad’ın önüne, yere atmış ve ona en hızlı şekilde giyinmesini emretmiş. O arada tüfeğinin dipçiğiyle Konrad’ı çalışma masasının köşesine doğru iten Jandarma Halbeis –belli ki, tamamen savunmasız ve Fro’nun ifadesine göre olup bitene tamamen kayıtsız olan Konrad’dan karşı koymasını bekliyormuş– ona defalarca katil demiş; bu da daha cinayetin işlendiği odaya girer girmez Halbeis’ın ağzından katil kelimesini duyan bölge mahkemesi yargıcının, Konrad’ı şimdiden katil olarak nitelemenin jandarmanın haddine düşmediğini söyleyerek onu uyarmasına neden olmuş. Fakat jandarmalar bu Wieser’e göre yerinde uyarıyı dikkate almayarak Konrad’a sürekli, bölge mahkemesi yargıcının yanında da katil diyorlarmış; belli ki bölge mahkemesi yargıcı, jandarmalara Konrad’ı katil olarak nitelemeyi yasakladığı halde onların Konrad’ı katil olarak nitelemeyi sürdürdüklerini fark etmemiş. Bu arada jandarma yardımcısı Moritz, tekerlekli sandalyesinde iyice aşağı kaymış ve Mannlicher marka karabinadan çıkan bir ya da birkaç kurşunla kafası tamamen parçalanmış olan Bayan Konrad’ı kurallara aykırı olarak dikleştirmiş, hem de kaşla göz arasında, jandarma müfettişi Neuner’in cinayetin işlendiği odadan çıktığı bir anda; Wieser’e göre muhtemelen amacı o anda üst kattaki holde olan Höller’le konuşmak, kanlı cinayetin ortaya çıkmasının hemen ardından kireç ocağını en iyi bilen adamın ağzından bir şeyler almakmış, çünkü kadının ağır vücudunun sürekli aşağı kayarak en sonunda pat diye tekerlekli sandalyeden ahşap döşemeye düşmesinden korkuyormuş.

Ek bilgi

ISBN

9789750834059

Yayınevi

Yazar

Orijinal Adı

Das Kalkwerk

Sayfa Sayısı

176

Ölçü

13.5 x 21 cm

Tekrar Baskı

5. Baskı / 05.2023

Bibliyotek: Kitap Tutkunlarının Güvenilir Adresi

Bibliyotek, edebiyat dünyasının zengin ve çeşitli yelpazesini, seçkin yayınevleriyle işbirliği içinde siz değerli okurlarımıza sunmaktan gurur duyar. Kitap severlerin beklentilerini en üst düzeyde karşılamak adına sürekli gelişen ve yenilenen bir hizmet anlayışıyla hareket ediyoruz.

Stok Bilgisi ve Ürün Tedarik Süreci

Web sitemizdeki ürünlerimiz, birçok satış kanalıyla doğrudan entegre bir sistem üzerinden yönetilmektedir. Bu nedenle, sitemizde belirli bir stok bilgisi görüntülenmemektedir. Eğer aradığınız ürün tedarikçi firmamızda mevcut veya stoklarımızda bulunuyorsa, sitemiz üzerinden satın alabilirsiniz. Firmaların yanlış stok bilgilendirmesinden dolayı iptal edilen siparişleriniz için tarafınıza bilgilendirme yapılarak ücret iadeniz gerçekleştirilecektir.

Ön Satıştaki Ürünler Hakkında

Ön satışta olan ürünlerimizin detayları ve çıkış tarihleri, web sitemizde ürün sayfalarında belirtilmektedir. Eğer siparişinize bir ön satış ürünü eklemişseniz, tüm siparişiniz, bu ürünün çıkış tarihinden sonra gönderilecektir. Parçalı gönderim yapmadığımız için, siparişlerinizin tamamını bir arada teslim ediyoruz.

Tedarik Süreci ve Süreleri

Bibliyotek olarak, binlerce kitaptan oluşan geniş bir envantere sahibiz. Ancak, bazı özel veya daha az talep gören kitaplar, doğrudan yayınevleri veya tedarikçi firmalardan temin edilmektedir. Tedarik süreci, kitabın yayınevi veya tedarikçiye göre değişkenlik gösterebilir ve genellikle 3 ila 10 iş günü arasında sürmektedir. Siparişinizde tedarik aşamasında olan bir ürün varsa, bu ürünün tedarik süreci tamamlandığında tüm siparişiniz kargoya verilecektir.

Kargo Süreci

Tedarik süreci tamamlanan ürünler, 2 iş günü içinde kargoya teslim edilmektedir. Hızlı ve güvenilir kargo hizmetimizle, kitaplarınız en kısa sürede kapınıza ulaşacaktır.

Bibliyotek, kitap tutkunları için kesintisiz ve kaliteli bir okuma deneyimi sunmayı hedefliyor. Sizlerle edebiyatın büyülü dünyasında buluşmak için sabırsızlanıyoruz.

Ürün bilgilendirme sayfasındaki hataları aşağıdaki form aracılığıyla bildirebilirsiniz.