Mağaza

Beyaz, kar gibi güzel, ışık gibi görkemliydi.
Bembeyazdı…
Ama mutlu değildi.

Çocuklar!
Evde canınız çok mu sıkıldı?
Zaman geçmek bilmiyor mu?
Tabletinizi açtınız, bilgisayarınıza baktınız ama yine de zaman geçmiyor mu?

Alperen, bu kez tarihte bir yolculuğa çıkıyor. Yanında tabii ki Anka Kuşu da var. Bu macerasında Alperen, Büyük Selçuklu Ülkesi’ni ziyaret ediyor.

Sevgi Ülkesi düşmanlar tarafından istilâ edilmiştir. Artık bir esir olan Alperen, ülkenin en büyük hapishanelerinden birinin karanlık hücresine kilitlenir. Burada Alperen, geçmişte yaptığı hataları tekrar düşünür ve ailesini kaybettiği için…

“Alperen, çok zeki bir çocuktu; kitap okumayı da çok severdi. Ama bazen yaramazlıklar da yapardı. O gün top oynarken, istemeden de olsa evin camını kırmış, annesinden azar işitmişti. Üzgün ve…

Biz ne kadar az olursak olalım, onlar ne kadar çok olurlarsa olsunlar, bütün Müslümanların minberlerde bizim için dua ettikleri şu saatte kendimi düşman üzerine atmak istiyorum

Gagiş, alaycı bir kargadır. Ormanda karşılaştığı hayvanlarla dalga geçmeyi alışkanlık hâline getirmiştir.

“Oğlum, istediğin şeyleri elde etmek için güçsüz insanlara zulmetmen, adalet ve insafa sığmaz. Senin bir isteğin için diğer insanların gönlü kırılmamalıdır.”