Mağaza

“İyi romanın yaşamdan daha gerçek olabileceğini, Erdal Öz’ün romanını okuduktan sonra bir daha anladım. Roman, sanat, yaşamdan daha güçlüdür. Son günlerde işkenceye uğramışlar, inanılmayacak işkencele… devamı açıklamada.

“Kanayan’a aldığım öykülerimden birkaçını, 12 Mart döneminde, tutuklu olarak bulunduğum Mamak Askerî Cezaevi’nde yazmıştım. Bir yolunu bulup cezaevi dışından Yeni Dergi’ye yollattığım üç öykümü, Memet… devamı açıklamada.

12 Mart Askerî Darbesi, 68 kuşağı diye anılan bir gençlik kesimini yok etmek amacıyla yapılmış bir baskın hareketiydi. 1971 ve 1972 yıllarında iki kez tutuklanıp cezaevine girdim. Orada sık sık…

“Elbette kendi yaşantılarımdan yola çıkarak yazdım bu öyküleri. Ama hiçbiri birebir ‘yaşanmış olan’ değildir; belki yaşanacak olandır; yaşatacak olandır. Yazarken değil ama yazıp bitirdikten sonra her… devamı açıklamada.

Bazı şeyler söylenmeliydi; öyle fısıltıyla falan değil, gür bir sesle, bağırarak söylenmeliydi. Sokaklarda, kahvelerde, lokallerde, içki masalarında, okul kantinlerinde, porno film gösterilen sinemala… devamı açıklamada.

Cemil Kavukçu, Dönüş ve Suda Bulanık Oyunlar’dan sonra üçüncü romanı Gamba ile yeniden okurun karşısına çıkıyor. Gamba’da Kavukçu’nun, öykülerinde de yer yer işlediği yolculuk, bisiklet ve serüven tut… devamı açıklamada.

Ama olsun, yine de toplanalım. Konuşalım. Bir dönemdir bu; numara ya da büyük adlar verilmesi gerekmeyen bir dönem. İlle de belli bir noktadan başlamayan, her zaman bir yerlerde gizlice süren…

İkinci kaptanla üçüncü çarkçı hiç keyif almadıkları her hallerinden belli olan bir bıkkınlıkla bağırışsız, küfürsüz, yorumsuz tavla oynuyorlar. Her an bırakıp kamaralarına çekilebilirler. Ben de elime… devamı açıklamada.

Cemil Kavukçu Başkasının Rüyaları’nda nasıl ve neden yazdığının peşine düştüğünü hissettiriyor. Şimdiye kadar olmadığı biçimde kurmaca ile gerçeklik, düş ile gerçek dünya arasındaki hem keskin hem bel… devamı açıklamada.

Ilık bir gece. Havaya ağaçların baygın kokusu yayılmış. Ateşin başındayım ve konuşmayı unutmamak için kendimle konuşuyorum. Sesim bana yabancı geldiğinden iki kişi gibiyiz. (…) Recep’in kamyonundan … devamı açıklamada.

Edebiyatımızın usta öykücüsü Cemil Kavukçu, öyküseverlerin yakından tanıdığı ve tutkuyla izlediği kocaman bir öykü dünyası yarattı. Öykücülüğümüze, daha önce hiç ele alınmamış yepyeni tipler kattı. Ta… devamı açıklamada.

Cemil Kavukçu, tam bir öykü ustasıdır; küçücük bir kıvılcımdan tadına doyulmaz öyküler çıkarır. Düşkaçıran’da da olduğu gibi… Kavukçu, bundan önceki kitaplarında doğup büyüdüğü İnegöl’den yola çıkar… devamı açıklamada.

Kimi zaman bir bulutun üstünde, kimi zaman bir denizkızının kuyruğunda… Can Göknil, bu kitabında öyküseverlere yaşamın güzel, renkli yüzünün bir portresini çiziyor. Son derece yalın bir dille, akıll… devamı açıklamada.

Tarancı denilince akla önce Otuz Beş Yaş şiiri gelir. Tarancı’nın bir dönem öyküler yazdığı bilinir elbette ama özellikle genç kuşak bu öyküleri görmemiş, okumamıştır. Ta ki Cumhuriyet Kitap dergisind… devamı…

O sırada, ayakkabısının altı delik, canı sıkkın, içinde büyük bir boşlukla caddeye yeni inmiş gazeteci cigarasını yakmak için durmuş, rüzgârı kolluyordu, siz görmediniz. Hemen önünüzde olup biten onca… devamı açıklamada.

Günah varsa, ondan işledim ben. Günahımın en yakıcı, en tuhaf yerinde sevgilimin adına denk geldim ve arkadaşımın dileğine. Biraz olsun bağışlanmamı sağlamaz mı bu? Çünkü yüzlerini de hatırlıyorum, Sa… devamı…

Denizler Dört Duvar, bir ilk kitap. Ama gerçekte, öykücülüğü uzun yıllar denemiş, büyük öykücüleri okuyup özümsemiş ve sonunda yazmaya karar vermiş bir yazarla karşı karşıyayız. Ayşe Sarısayın öyküler… devamı açıklamada.

Kemikleşmiş değer yargılarına bağlılık mı, kendi olmak savaşında korkusuzca yol alıp gitmek mi?!
Dıştan bakıldığında her şey ne kadar düzgün: Eğitimli, saygın anne baba, okuyup yetişen üç kız evlat… devamı açıklamada.