Epsilon Yayınevi

Siyah ve beyaz kadar zıt…

Sınırları zorlamaya hazır mısın?

Hiçbir günah kefaretini unutmaz.
Hiçbir kirli sır gecenin nezaretinde tutuklanamaz.
Geleceği ellerinden tek gecede koparılan bir adam, öleceğini bilse dahi sessizliğin kanatlarına sığınmaz.

Hiçbir günah kefaretini unutmaz.

Beren doğduğu günden beri, normal insanlar tarafından garipsenerek kötü olaylar yaşamaktadır. Rüyalarından sıçrayarak uyanması ile başlayan bu korkunç durum bununla sınırlı kalmaz ve kızın başına beklenmeyecek şeyler de gelmeye başlar.

“Romanın ne demek olduğunu anlatmaya çalışacak değilim. Yalnız, şunu söyleyeyim ki; roman Türkiye’de kari bulamamış değildir. İyi roman daima hitap edecek bir kitleye malik olagelmiştir.”

“Çiçek uyandı, bu son perde.”

“İnsanları insanlar öldürür, silahlar değil. Bu devirde sözler işliyor cinayetleri, katiller değil.”

“Yanmış kibrit çöplerini âdeti olduğu gibi mumların altına koyup üzerlerine erimiş mum döktü.

“Adım Hira. Adımın anlamının güzelliğini biliyordum ancakbu adın anlamı kadar güzel bir hayat yaşamıyordum.Sırf bunun için hayatımı kurmak bana düşüyordu. Zaten böyle değil miydi? İnsan yaşamak istediği hayatı kendi kurardı….

Dostlarım,
Peşimde bir tefeci, bir mezarlık bekçisi, beyin yaratmakla
kafayı bozmuş bir bilim insanı ve ana karakterlerinin
hayatını tehdit eden bir yazar bozuntusu varken size
yeniden ulaşmayı başardım.
Bence bu bir mucize.
Morfin mucizelere inanmadığını söylese…

Rüyalarını unutanlardan mısınız, yoksa her ayrıntısını hatırlayan ve içinde yaşıyormuş gibi hissedenlerden mi?Peki ya gerçek hayatınız; o, hangisi?

Her zaman bir çıkış yolu vardır. Sadece güçsüzler pes eder, kalk ve onlara kimin daha güçlü olduğunu göster!” dedi ve gözden kayboldu Tilki.

Derler ki, ruhun tek eşi bedendir. Bedene üflenir ruh ve oyun başlar. Ruh ayrılırsa bedenden, oyun da son bulur ve adı ölüm olur.

Ölüme fısıldayan adam öldüyse, kibrit çöpü mezarlığı neden boş?”

Kitapları 700 bin satan Büşra Yılmaz’ın fenomen hikâyesi Ölüme Fısıldayan Adam devam ediyor!